
Mesane kanseri, mesanenin iç yüzeyini kaplayan hücrelerde başlayan bir kanser türüdür. Mesane, idrarı depolayan ve vücuttan atılmasını sağlayan pelvis bölgesinde bulunan bir organdır.
Bu kanser türü, genellikle mesanenin iç tabakasındaki hücrelerden kaynaklanır ve erken teşhis edildiğinde tedavi şansı oldukça yüksektir.
Nev Sağlık Grubu Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Hidayet Çoban, mesane kanseri hakkında açıklamalarda bulundu.
“Mesane kanseri türleri nedir?”
Çoban, “Mesane kanserinin en yaygın türü ürotelyal karsinomdur (geçiş hücreli karsinom). Bu, mesanenin iç yüzeyini kaplayan ürotelyum hücrelerinden kaynaklanır. Daha az yaygın olan diğer türler şunlardır: skuamöz hücreli karsinom, kronik tahriş veya enfeksiyonla ilişkilidir. Adenokarsinom, mesanede mukus üreten bezlerden kaynaklanır; küçük hücreli karsinom ise nadir görülen ve agresif bir türdür” dedi.
“Risk faktörleri nedir?”
“Mesane kanseri gelişiminde bazı risk faktörleri öne çıkar” diyen Çoban, “Sigara kullanımı, mesane kanseri riskini önemli ölçüde artırır çünkü kimyasallar idrar yoluyla mesaneye ulaşır. Kimyasal maddelere maruz kalma, özellikle boya, tekstil veya kimya endüstrisinde kullanılan aromatik aminler, riski artırabilir. Tekrarlayan mesane enfeksiyonları veya parazit enfeksiyonları (örneğin şistozomiyaz) risk faktörü olabilir. Mesane kanseri genellikle 55 yaş üstü bireylerde ve erkeklerde daha sık görülür. Ailede mesane kanseri öyküsü varsa risk artabilir. Bazı kemoterapi ilaçları veya pelvik bölgeye uygulanan radyasyon tedavisi de riski artırabilir” ifadelerinde bulundu.
“Belirtiler nelerdir?”
Çoban, “Mesane kanserinin erken evrelerinde belirtiler hafif olabilir veya fark edilmeyebilir. En yaygın belirti idrarda kan görülmesidir; genellikle ağrısızdır ve idrarın kırmızı veya kahverengi görünmesine neden olabilir. Sık idrara çıkma ihtiyacı, idrar yaparken yanma hissi, pelvik bölgede ağrı ve idrar yapmada zorluk da diğer belirtiler arasındadır. İleri evrelerde sırt ağrısı görülebilir. Bu belirtiler başka sağlık sorunlarından da kaynaklanabileceği için doğru teşhis için bir doktora başvurmak önemlidir” dedi.
“Teşhis yöntemleri nelerdir”
Op. Dr. Hidayet Çoban, “Mesane kanseri teşhisi için kullanılan yöntemler arasında idrar testleri, sistoskopi, görüntüleme testleri ve biyopsi bulunur. İdrar testleri, idrarda kan veya kanser hücrelerinin varlığını kontrol etmek için yapılır. Sistoskopi, mesanenin içine ince bir kamera ile bakılarak anormal dokuların incelenmesini sağlar. Ultrason, BT veya MRG ile mesane ve çevresindeki dokular değerlendirilir. Şüpheli dokulardan biyopsi alınarak laboratuvarda incelenir” dedi.
“Mesane kanseri, yayılım derecesine göre evrelere ayrılır” diyen Çoban, “Non-invaziv evrede kanser yalnızca mesanenin iç yüzeyinde bulunur. İnvaziv evrede kanser mesane duvarına veya çevre dokulara yayılmıştır. Metastatik evrede ise kanser uzak organlara (örneğin akciğer veya karaciğer) sıçramıştır” dedi.
“Tedavi seçenekleri nelerdir?”
Op. Dr. Hidayet Çoban, “Tedavi, kanserin evresine, hastanın genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak belirlenir. Erken evrede transüretral rezeksiyon (TUR) ile tümör çıkarılabilir. İleri evrelerde ise mesanenin tamamen alınması gereken sistektomi uygulanabilir. İmmünoterapi, özellikle BCG tedavisi, erken evre mesane kanserinde sıkça kullanılır. Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmek için ilaçlar kullanılır ve genellikle ileri evrelerde tercih edilir. Radyoterapi, yüksek enerjili ışınlarla kanser hücrelerini hedefler. İleri evre kanserlerde belirli genetik mutasyonları hedefleyen ilaçlarla uygulanan hedefe yönelik tedaviler de kullanılabilir” dedi.
“Korunma yolları nedir?”
Mesane kanseri riskini azaltmak için sigarayı bırakmak, kimyasal maddelere maruziyeti en aza indirmek, bol su içerek mesanenin düzenli olarak temizlenmesini sağlamak ve sağlıklı bir diyet uygulamak önemlidir. Düzenli sağlık kontrolleri yaptırmak da erken teşhis ve hastalığın önlenmesinde kritik bir rol oynar.
“Mesane kanseri, erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir bir hastalıktır”
Op. Dr. Hidayet Çoban, “Mesane kanseri, erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir bir hastalıktır. İdrarda kan veya diğer belirtiler fark edildiğinde vakit kaybetmeden bir üroloji uzmanına başvurmak, risk faktörlerini azaltmak ve düzenli kontrolleri sürdürmek, bu hastalığın yönetiminde hayati önem taşır” açıklamalarında bulundu.

-
Op. Dr. Hidayet Çoban Özgeçmiş