Nev Sağlık Grubu
EN
Kaygı ve duyguların gizli ifadesi: Tırnak yeme

"Tırnak yeme aslında bedenin bir tür sinyal verme biçimidir. Genellikle çocuklukta başlar ama birçok bireyde yetişkinlikte de devam eder. Bu davranış kaygı, gerilim, öfke ya da doyurulmamış bir içsel ihtiyaç anlarında ortaya çıkar. Çoğu zaman kişi farkında bile olmadan bu eyleme yönelir" diyen Nev Sağlık Grubu Psikoloji Bölümü’nden Psk. Helin Ezgi Deniz, tırnak yemenin çoğu zaman yalnızca "kötü bir alışkanlık" olarak görüldüğünü ancak aslında derin psikolojik dinamiklerin habercisi olabileceğini söyledi.

“Kaygı, mükemmeliyetçilik ve bastırılmış duygular”

Deniz, bu alışkanlığın sadece kaygıyla sınırlı olmadığını, kimi zaman mükemmeliyetçilik, otoriteyle çözülemeyen çatışmalar ya da bastırılmış duyguların dışavurumu olarak da ortaya çıkabileceğini vurguladı.

Klinik Psikolog Helin Ezgi Deniz, "Kontrol duygusunu kaybetmiş biri için kendi bedenine yönelmek, bilinç dışı bir hâkimiyet kurma deneyimidir. Bazen de çocuklukta öğrenilen parmak emme gibi yatıştırma biçimlerinin daha sonraki yaşlara uyarlanmış bir devamıdır" ifadelerini kullandı.

Tırnak yeme alışkanlığını bırakmanın ilk adımının "semptomu kabul etmek" olduğunu söyleyen Klinik Psikolog Deniz, kişinin hangi anlarda tırnak yediğini fark etmesi gerektiğini belirterek, "Stresli toplantılar öncesinde mi, yalnızken mi, yoksa ilgi beklerken mi? Bu soruların cevabı kişinin iç dünyasını anlaması için anahtardır. Farkındalık burada kilit rol oynar" dedi. Terapi sürecinde bilişsel davranışçı terapi (BDT), duygu odaklı terapi ve bazı durumlarda EMDR gibi yöntemlerin etkili olduğuna dikkat çeken Deniz, her birey için çözümün farklı olabileceğini dile getirdi.

Psikolog Deniz, tırnak yeme alışkanlığını sadece durdurulması gereken bir davranış olarak değil, aynı zamanda kişinin ruhsal dünyasını anlamada önemli bir işaret olarak görmek gerektiğini vurgulayarak, "Kişi tırnak yemeyi kendine zarar vermek değil de yardım isteyen bir iç çocuğun sesi olarak duymaya başladığında dönüşüm başlar. Davranışın kendisi değil, ona yüklediğimiz anlam değiştiğinde kapılar açılır" açıklamasında bulundu.